Son dönemlerde yeni bir tartışma gündeme getirildi: “Türk askerinin Afganistan’da ne işi var”? Türk toprakları dışında askerlerimizin başka ülkelerde bulunmasını eleştirenler ve Afganistan’a ABD’nin destekçisi olarak gittiğimizi savunanlar oldu. Bu eleştirilerinin sebebi ise, Türk askerinin Afganistan’da bulunmasının hikmetini muhtemelen tam anlamıyla kavrayamamış olmaları nedeniyleydi.
Türk askeri elbette Afganistan’da bulunmalıdır. Birincisi; Afganistan, yabancı topraklar değildir. Orası, Müslümanların yaşadığı topraklardır. Müslümanlar olarak orada Müslüman kardeşlerimizin savunması ve korunması için bulunmamız zorunludur. Bu Kuran’ın hükmüdür. Dünyanın neresinde olursa olsun eğer bir Müslümana yönelik zulüm varsa, Müslümanların koruyucu olarak orada bulunmaları şarttır.
İkincisi, Türkler Afganistan topraklarında müşahiddirler. Mehmetçiklerimizin orada bulunması bu bakımdan çok önemlidir. Orada bulunan zulme meyilli kişilerin yaptıklarının tespit edilmesi için birer şahid konumundadırlar. Türk askerinin varlığı Afgan halkı için bir psikolojik güven vesilesidir. Askerlerimizin Afganistan’da özellikle baskının yoğun olduğu bölgelerde konuşlanmaları bu sebeple büyük önem taşımaktadır.
Türk askerinin bölgeye, siyasi anlamda ABD’nin talebiyle gittiği doğrudur. Fakat bu durum, askerlerimizin orada bulunma amaçlarını değiştirmemektedir. Orada Türk askeri bulunduğu sürece Afgan halkı kendisini güvencede hissetmektedir. Kendilerini koruyan askerin Türk ve Müslüman olduğunu öğrendiklerinde rahatlık ve huzur bulmaktadırlar.
Aslında olması gereken Türk askerinin Türk İslam Birliği’nin barış gücü olarak bölgede bulunması ve ülkede güvenliğin, tam anlamıyla Türk askerine emanet edilmesidir. Afganistan’da huzur ve güvenlik, ancak bu şekilde sağlanabilir. Bu sebeple Afgan hükümetinin bir açıklama yapması, bütün ülkelerin topraklarından çekilmesini, sadece Türk askerinin kalmasını talep etmesi son derece yerinde olacaktır. Hükümetin böyle bir karar çıkarması sonucunda tüm ülke, vicdanlı, sevecen, Müslüman Türk askerine emanet edilmiş olacak ve ülkede asayiş kısa sürede sağlanacaktır. Böyle bir kararın hükümetten çıkması son derece önemli ve büyük bir gelişme olacaktır. Bu aynı zamanda, Türk İslam Birliği için de büyük bir adımdır.
Afganistan’daki bugünkü durum ve “Türk askeri orada olmalı mı?” tartışmaları, aslında Türk İslam Birliği’nin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Türk İslam Birliği olduğunda, bütün ülkeler İslam’ın barış güvenlik ve şefkat ruhu içinde manevi bir birleşme ile birleşecekler ve Afganistan’da gördüğümüz bugünkü manzaralar asla ve asla gerçekleşmeyecektir. Tüm dünya, Türk Milletinin ağabey görevinin şu anda farkındadır. Türkiye’nin önderliği altındaki bir Türk İslam Birliği’nin gerekliliği gitgide daha fazla anlaşılmaktadır. Aslında, şu anda iç çatışmalar yaşayan Irak, Suriye gibi ülkelerde de Türk askerinin bulunması gerekmektedir. Türk askerinin varlığı o ortamların hemen yatışmasını ve iyileşmesini sağlayacaktır. Bunlar Türk İslam Birliği’nin ilk adımları olacaktır ve Türkiye, Türk İslam Birliğinin oluşması ve bütün dünyaya huzur getirmesi için ağabeylik görevini bu vesilelerle yerine getirmelidir.
İşte bu sebeple “ne işimiz var Afganistan’da?” demek “Türk İslam Birliğine ne gerek var?” demekle aynı şeydir. Türkiye, Müslüman ülkelere elbette koruyucu kanatlarını gerecektir. Necip Milletimiz, Türk İslam Birliği çatısı altında koruyucu ülke olmayı, Allah için hizmet etmeyi üstlenmiş dürüst ve doğru bir millettir. Dünya çapında İslam Birliğini kurma görevi milletimize verilmiştir. Allah’ın izniyle Türk İslam Birliği, yalnızca Müslüman ülkelerin değil, dünyadaki tüm ülkelerin zulüm ve tehlikelerden uzak, rahat ve huzur içinde yaşamasını sağlayacak bir gönül birliği olacaktır