Müslüman Dünyasının Huzura Kavuşmasının Tek Çözümü: Kuran Müslümanlığı

0
214

Kuran Müslümanlığı Güzellik, Kalite ve Mutluluk Üzerine Kuruludur

Asya’yı Afrika’ya bağlayan stratejik konumu, verimli toprakları, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin yanı sıra kültür ve medeniyet zenginliği, tarihi geçmişiyle her zaman kaybetmemiştir. İslam dünyası sadece bölgesel barışın değil, küresel barışın da baş aktörlerinden biridir. Ne var ki tarihi ve kültürel açıdan dünyanın en zengin uygarlıklarına beşiklik yapmış olan bu seçkin bölge son dönemde kan gölüne dönmüş durumdadır. “Medeniyetler diyarı” bugün duman altındadır…

Bağnazlık ve Kuran’a dayalı gerçek İslam birebir zıttır. Pek çok İslam ülkesinde İslam adına ortaya konan Kuran dışı bir model yaygınlaşmıştır. Bu modeli Müslümanlık adı altında hayata geçiren insanların yaşam şekli Kuran ahlakından uzaktır.

Bu ülkelerde koyu cehalete dayalı bağnazlık, gelenek, görenek ve hurafelerle oluşturulmuş çarpık bir din anlayışı hakimdir. Bunun sonucunda ise her türlü vahşet, şiddet, yabaniliğe kapı açan, bilim, sanat, estetik, modernizm ve medeniyetten uzak, kadınlara ikinci sınıf muamelesi yapan bir toplum ve yaşam modeli ortaya çıkmıştır. Müslüman toplumların büyük kesimi, babadan oğula geçen ve devlet tarafından da resmi olarak empoze edilen atalarından kalma bu din anlayışını İslamiyet olarak benimsemiştir. Kendilerine “Müslümanım” diyen bu anlayış, İslam ülkelerindeki bütünleşmeyi, neşeyi, dindarlığı, sanatı, üstün ahlakı, dostluğu ve kaliteyi alıp götürmüştür.

“Dinde zorlama ve baskı yoktur” ayetinin hükmü bu olmamasına rağmen (Bakara Suresi, 256) bir kısım İslam ülkelerinde bazı radikal uygulamalarla yoğun bir baskı oluşturulmaktadır. Ancak baskı kişilerin iman etmesine değil tam tersine pek çok kesimde dejenerasyona yol açmıştır. Bu gibi ülkelerdeki İslam adına yapılan uygulamaların çoğu sadece dıştan Müslüman görünülmesini hedeflemiş, bazı kişiler de bunlara uyarak Müslüman gibi görünmüş fakat gerçekte dejenerasyona sürüklenmişlerdir. Samimiyet dini olan İslamiyet’i yaşamak yerine ikiyüzlü davranmak zorunda bırakılmışlardır. Şu an pek çok baskıcı İslam ülkesinde gençlerin büyük bir bölümünün ciddi şekilde dejenerasyon batağının içine sürüklenmiş olması da bu nedenle sürpriz değildir. Oysa tüm Müslümanların dinimizin aslını ve özünü araştırarak, gerçek kaynağı olan Kuran’ı okuyarak öğrenmeleri gereklidir. Bu tüm Müslümanların, dinleri konusundaki cehaletten hemen kurtulmalarına vesile olacaktır.


İslam’da Sevgi Esastır:

Allah sevmeyi sever. Müslümanın fıtratında da sevgi vardır. Yüce Rabbimiz “İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96) ayetinde Müslümanların kalbinde nefret değil sevgi olduğunu haber verir.

İslam’da Kitap Ehli’ne (Musevi ve Hristiyanlara) Karşı Nefret Yoktur:

Kitap Ehli’ne karşı şefkat, koruma ve sevgi esastır. Yüce Allah, Maide Suresi 5. ayette Musevi ve Hristiyanların yemeğini Müslümanlara helal kılmıştır. Aynı ayette bir Müslümanın Kitap Ehlinden bir kadın ile evlenebileceği bildirilmiştir. Yani Kuran ayetine göre bir Musevi veya Hristiyan nefret duyulacak bir varlık değil, Müslümanın dünya ve ahiret hayatını birlikte geçireceği eşi, sevdiğidir.

Araf Suresinin 159. ayetinde Allah Museviler arasından “hakka ileten bir topluluk” olduğunu bildirir. Al-i İmran Suresi 113, 114 ve 199. ayetlerde, Kasas Suresi 52. ayette, Nisa Suresi 162, Bakara Suresi 62, Maide Suresi 12 ve 69. ayetlerde Allah, “Allah’a derin bir imanla iman eden Musevi ve Hristiyanların varlığını” haber vermiş, onları güzel bir ecirle müjdelemiştir. İşte bir kısım bağnazın kendince nefretle andığı Kitap Ehli (Tüm Musevi ve Hristiyan kardeşlerimizi tenzih ederiz), Kuran’a göre Müslümanların dostu, arkadaşı, hatta eşidir.

İslam’a Göre, Kuran’ı Herkes  Kendi Dilinde, Her Şart ve Her Yerde Okuyabilir:

Rabbimiz “Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın.” (Ahzab Suresi, 34) ayeti ile Kuran ayetlerinin sürekli olarak okunduğunu ve hikmetinin yani anlamının anlaşılıp unutulmaması gerektiğini bildirmektedir. Kuran her yerde her zaman rahatlıkla okunabilir. Kuran’a dokunmayı yasaklayan bir hüküm yoktur. Kuran’ı anlamak esastır. Dolayısıyla herkes kendi dilinde okuyup, ayetlerin hikmetini anlamalıdır. Zuhruf Suresi 44. ayete göre Müslümanların tümü ahirette, bağnazların duvara asıp unuttukları veya Arapça okuyup anlamadıkları Kuran’dan sorulacaklardır. Dolayısıyla hiç kimse, bağnazların insanları Kuran’dan ve ibadetlerden uzaklaştırmasına aldanıp bu gerçeği unutmamalıdır.

İslam’da Hüzün Yoktur:

İslam, neşe ve mutluluk dinidir. Allah Müslümanlara gülmeyi ve mutlu olmayı yakıştırır. Ağlamak ve hüzün, Kuran’a göre cehennem ehlinin özelliğidir. Allah onlar için “az gülsünler, çok ağlasınlar” (Tevbe Suresi, 82) demektedir. Dolayısıyla bir Müslüman gülerek, mutlu olarak, sevinç içinde Allah’tan razı olarak yaşamını sürdürmekle yükümlüdür.

İslam’da Kalite, Temizlik, Güzellik, Sanat, Estetik, Bilim, Eğitim, Güzellik, Bakım Vardır:

Yıllardır pejmürde ve bakımsız kıyafetleriyle İslam’ı temsil ettiklerini söyleyen bazı kişiler gerçekte bir hurafeyi din kuralı haline getirmeye kalkmışlardır. Allah Kuran’da, “Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp uzaklaş.” (Müddessir Suresi 4-5) ayetlerinde, Müslümana giysisini ve evini temizlemesini öğütler. Düşünmeyi, ilimde derinleşmeyi tavsiye eder. Kuran’da Hz. Süleyman (a.s.)’ın sarayı güzellik ve estetiğin en güzel örneklerinden biri olarak verilir. İşte bu yüzden Müslüman, dünyanın en bakımlı, en kaliteli, en kültürlü insanı olmalıdır.

Kalite, Müslüman için hayatın her yönünde vazgeçilmez bir özelliktir. Fakat İslam dinini yanlış anlayanlar çok kalitesiz bir yaşamı İslam adı altında anlatır ve uygularlar. Bu nedenle bazı insanlar da İslam dinini bu kişilerin yaşadıkları hayatla özdeşleştirir ve İslam’a karşı tavır alırlar. Garip bağnazlık anlayışı yüzünden Müslümanlar dünyanın birçok ülkesinde şiddetli tepkilere maruz kalmaktadırlar. Çünkü çoğunlukla bakımsız, kirli, çirkin, İslam’a ve Kuran’a hiçbir şekilde uygun olmayan bir yapı İslam dini olarak sunuluyor.

Bağnaz mantıkta yemek yemede, kıyafette, konuşmada çok kalitesiz davranılır ve bu kalitesizlikte oldukça ısrarcı olunur. Güzelliği tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir model oluşturulur ve güzellik haram gibi gösterilir, çirkin ve bakımsız bir kişinin ise takva sahibi olduğu iddia edilir. Bağnaz anlayışta müzik dinlenmez, resimden hoşlanılmaz, insanlardan uzak durulur, konuşulmaz, iltifat edilmez. Bu garip anlayışı din gibi gören kişiler hayatlarının her anında kalitesizliği yaşar ve çevrelerine sıkıntı yaşattıkları gibi kendileri de bir süre sonra hayata küserler.


Allah’ın Cennette Yarattığı Güzellik ve Kalitenin Dünyadaki Benzeri, Ancak Gerçek İslam Ahlakı ile Yaşanabilir

Gerçek İslam dininde iltifat, gönül alma, fedakarlık, ince düşünce, barış, sevgi, şefkat, merhamet, demokrasi, fikir özgürlüğü, eğlence, neşe, estetik bir mimari, güzel, bakımlı, cazibeli insanlar vardır.

Dünyada tüm nimetlerden uzaklaşan, nimet sevgisini İslam karşıtlığı olarak gören ve güzel evleri, güzel giysileri, nimetler içinde bir hayatı kendilerine değil de Allah’tan uzak yaşayanlara yakıştıran bağnazlar, sefalet içinde bir hayatı din gibi göstermeye çalışırlar. Oysa Allah tüm güzel nimetleri iman edenlere layık kılmıştır. Nimetleri haram kılmaya kalkanlar ayette şöyle haber verilmiştir:

“De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.” (Araf Suresi, 32)

Güzellik, neşe, kalite, mutluluk, modernlik, sevgi, şefkat hep Müslümanlar içindir. Kuran’daki Müslüman modeli böyledir. Kuran’da tarif edilen Müslüman akıllıdır, eğitimlidir. Moderndir, dışa dönüktür, kalitelidir, nefreti ortadan kaldırır, sevgiyi getirir. Kuran’daki Müslüman üzüntüyü değil sevinci, kavgayı değil barışı ayakta tutar, güzeldir, bakımlıdır, güzel giyinir, güzel kokar, tertemiz evlerde oturur. Bunun için zengin olmasına, açık veya kapalı olmasına gerek yoktur. Güzellik, modernlik, asalet ve kalite, tertemiz giysilerde, bakımlı bir bedende, güzel bir üslupta ve sevgi dolu aydınlık bir yüzde zaten doğal olarak oluşur.

İslam dünyasının gerçek Kuran ahlakını uygulayan aydınlık ve barışçıl özel insanlara ihtiyacı var. İslam’a hurafe sokmaya çalışan, kendince helalleri haram kılan, dünyaya öfke ve nefret getiren yanlış modelin hemen terk edilmesi gerekiyor. İşte bu yüzden, Kuran’a uyan gerçek Müslümanların Kuran’daki Müslüman modelini dünyaya göstermeleri, son derece kaliteli ve sevecen olmaları ve İslam’ı yanlış anlayan söz konusu kişileri eğitmeleri son derece önemlidir. Allah’ın bizden istediği de budur.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here