İslam Birliği Müjdesi 2 – 5. Bölüm

0
160

Müslümanlar Arasındaki Global İletişim ve Dayanışmanın Artması
İslam Birliği Kurulduğunda…

İslam Birliği kurulduğunda:

1) İslam adına bir takım hatalı hükümler vererek, terörizmi meşrulaştırmaya çalışan kişi ve örgütler engellenecektir. Bunların ortaya koydukları – ve tüm dünya müslümanlarını zan altında bırakan – hatalı dini yorumların geçersiz olduğu ortaya konacak, müslüman kitlelerin bu konuda bir kafa karışıklığına sürüklenmesi engellenecektir.

2) İslam ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklar kolaylıkla çözülebilecek, gerilim ve çatışmalar hakça ve adaletli bir biçimde sonuçlandırılacaktır.

3) İslam dünyasının herhangi bir bölgesinde bir müslüman ülke ile müslüman olmayan bir ülke arasındaki gerilimler çok daha etkin bir biçimde çözülecektir. İslam dünyasının bu gerilimlerde ortak hareket etmesi, müslümanlara karşı saldırgan politikalar izleyen güçleri caydıracak, böylece yalnızca “Rabbimiz Allah’tır” (Hac Suresi, 49) dedikleri için zulme maruz kalan mazlum Müslümanlara yardım eli uzatılmış olacaktır.

4) Müslüman ülkeler arasındaki işbirliği ve dayanışma artacağı için, İslam dünyasındaki fakirlik, açlık, cehalet gibi sorunlar da ivedilikle çözülecektir. Bugün İslam dünyasının bazı köşelerinde Müslümanlar açlık çekmekte, bazı Müslüman ülkeler ise çok yüksek bir refah seviyesinde yaşamaktadır. Zengin Müslümanların imkanlarını fakir kardeşleriyle paylaşmaları ve bu yolla etkili kalkındırma politikalarının izlenmesiyle çok büyük bir sosyal adalet sağlanacaktır. Bu, “komşusu aç iken tok yatanın müslüman olmadığı” yönündeki hadis-i şerifte işaret edilen çok önemli bir görevdir.

5) İslam Birliği, bugün dünyanın dört bir yanında devam etmekte olan İslam karşıtı propagandanın veya İslam hakkındaki yanlış anlamaların da önüne geçecek, dünya insanlarına gerçek İslam’ın faziletlerini ve yüksek ahlakını tanıtacak, böylece daha pek çok insanın daha kalbinin İslam’a ısınmasına ve hidayet bulmasına vesile olabilecektir.

6) İslam Birliği, Müslüman ülkelerin; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Rusya, Uzakdoğu ülkeleri gibi global güçlerle ve NATO, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerle olan diyaloğunu geliştirecek, sorunlarını çözecek, bu devletler ve kuruluşlarla ekonomik ve kültürel işbirliklerini artırarak, dünyamıza barış ve hoşgörü yerleşmesine büyük katkı sağlayacaktır.

İslam Dünyasının Aydınlık Geleceği

Bu dizi boyunca İslam dünyasının içinde bulunduğu konumu, İslam Birliği’nin tesis edilmesine duyulan acil ihtiyacı ve İslam Birliği’nin oluşturulmasının Müslümanlara ve diğer toplumlara kazandıracağı faydaları inceledik. Yaşanan gelişmeler İslam dünyasını çok büyük ve önemli değişimlerin beklediğini açıkça göstermektedir. Peygamber Efendimiz (sav)’in bazı hadislerinde yer alan bilgiler ve Kuran ayetleri de, önümüzdeki dönemin, Allah’ın izniyle, dünya Müslümanları için çok aydınlık olacağını müjdelemektedir. İslam Birliği’nin kurulması da, bu müjdeli dönemin başlangıcını hızlandıracak, yalnızca Müslümanların değil tüm toplumların bolluk ve refah içinde yaşayacakları yepyeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

Şu anda içinde bulunulan durum, ilk bakışta pek çok olumsuzluk içeriyor gibi görünebilir. Oysa olumsuzluk gibi görünen bu gelişmelerin her biri aslında kutlu bir dönemin habercisidir. Savaşlar, yokluklar, kıtlıklar, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanların ezilip zulüm görmesi gibi olaylar, büyük çoğunluğu Peygamberimiz (sav) tarafından 1400 yıl öncesinden haber verilen ahir zaman alametleridir. Bu alametlerin gerçekleşiyor olması, yine Peygamber Efendimiz (sav)’in müjdelediği İslam ahlakının dünyaya hakimiyetinin de yakınlaştığına işaret etmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Dolayısıyla içinde bulunulan durum Müslümanların ye’se ve ümitsizliğe düşmelerine değil, tam tersine şevk ve heyecanlarının artmasına aracı olmalıdır. Ayrıca iman edenler, Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmemeleri gerektiğinin de bilinciyle hareket etmelidirler. Allah, ayetinde şöyle buyurmuştur:

“… ve Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez.” (Yusuf Suresi, 87)

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri de, Şam hutbesinde İslam dünyasının içinde bulunduğu koşulları gözler önüne sermiş, ancak bu durum nedeni ile ye’se düşülmesinin çok büyük bir tehlike olacağına dikkat çekerek, İslam’ın aydınlık geleceğini inananlara müjdelemiştir:

“Yeis en dehşetli bir hastalıktır ki: Alem-i İslam’ın kalbine girmiş…. o yeistir ki, yüksek ahlakımızı öldürmüş, menfaat-i umumiyeyi bırakıp menfaat-i şahsiyeye nazarımızı hasrettirmiş. Hem o yeistir ki, kuvvet-i maneviyemizi kırmış… Yeis milletlerin en dehşetli hastalığıdır… Korkak, aşağı ve acizlerin şenidir, bahaneleridir. İstikbalin kıtalarında hakiki ve manevi hakim olacak ve beşeri dünyevi ve uhrevi saadete sevk edecek yalnız İslamiyet’tir…”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here